Ferhat Göçer: Ya sahnede ya da halı sahada ölmek isterim
Son olarak “Can Dostum” adlı şarkısını yayınlayan Ferhat Göçer ile yönetim kurulu başkanlığını yaptığı Musiki Eseri Sahipleri Grubu Meslek Birliği (MSG) binasında buluştuk.
Müzik çalışmalarını anlatan Göçer, aynı zamanda hem hayatıyla hem de Ömür Gedik’le olan ilişkisiyle ilgili dikkat çeken açıklamalar yaptı.
Aşk şarkılarından sonra dostluğun önemine dikkat çeken bir şarkı geldi sizden. Nasıl ortaya çıktı “Can Dostum”?
- Şarkı ararken ya da yazarken önceliğim; yaşanmışlık ve samimiyet. İçi dolu şarkıları kaçırmam. Bu şarkı da onlardan biri. Sözleri Neşe Seçil Tokat’a, bestesi bana ait. Şarkının içinde aslında sevginin, aşkın başka bir formu var.
Sizin için dostluğun önemini sorayım...
- Yaş ilerledikçe aşk, sevgi kadar yoldaşlığın da çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Gerçek dost çok nadir bulunan bir şey. Dileğim insanların çıkarlarını bir kenara bırakıp empati kurabilecek kadar sevdikleri dostları olması.
Siz nasıl bir dostsunuz?
- Ben kötü gün dostuyum. Güvenilir bir dost olduğumu söyleyebilirim.
Hiç dost kazığı yediniz mi?
- Dost kazığı yedim mi demeyelim de çok kazık yedim diyelim. Demek ki onlar dost değilmiş zaten...
“Can Dostum”a iki klip çektiniz. Biri yapay zekâyla hazırlandı. Neden?
- Yapay zekânın nimetlerinden faydalanabilmek için bir ekip kurdum. Onunla bir şeyler yapıyorum ama bunun yanında dinleyicilerden gelen eleştirileri de dikkate alıyorum. “Fala inanma, falsız da kalma” derler ya, “Yapay zekâya çok güvenme ama yapay zekâsız da kalma” dönemini yaşıyoruz gibi geliyor bana.

Fotoğraflar: Levent KULU
YAPAY ZEKÂYI KULLANMAYI BİLMEYENLER İŞSİZ KALACAK
MSG olarak da bu alanda çalışmalar yürütüyorsunuz değil mi?
- Bu konuda dünyada da tartışmalar var. İnsanlar işsiz kalmaktan korkuyor. Yapay zekâ sizi işsiz bırakmayacak. Yapay zekâyı kullanmayı bilmeyenler işsiz kalacak. Bunun en tartışmalı alanlarından biri kreatif sektörler. Müzik de bunlardan biri. Korkutucu bir şekilde ilerliyor. Ürkütüyor insanları. Yapay şarkıcılar üredi. Bir araştırmada yüzde 97’lik bir kesim yapılan müziğin yapay zekâ olup olmadığını idrak edemiyor.

BLOK3, LVBEL C5 VE DİĞERLERİ BİZİM YENİ STARLARIMIZ
Rap-pop düetleri şu anda revaçta, siz beğeniyor musunuz?
- Ben tercih etmiyorum ama yapanları da saygıyla karşılıyorum. Dünya müzikteki krizi bu şekilde atlattı. Bir dönem pop çöküşe geçmişti. Rap’le, trap’le ya da soul’la güzel birleşmeler yaparak birbirlerini kurtardılar. Türkiye’de de örneklerini çok görüyoruz. Sefo, Blok3, Lvbel C5, Çakal ve diğerleri bizim yeni starlarımız. Pop müzikteki beşinci yenilerimiz.
Başarılı buluyor musunuz?
- Çok başarılı buluyorum. Müziği domine eden 8 ila 17 yaş arası grubudur. Onların kendi starları var artık. Ve bu arkadaşların dili bizden farklı, ne yaparsak yapalım, biz o dile alışmak zorundayız.
Haberin Devamı
Şarkılarınız yoğun duygular barındırıyor. Peki siz hayatınızı duygularınız ön planda mı yaşarsınız?
- Bunu 20 sene önceki sormuş olsaydın ‘evet’ derdim. Artık geçmişe göre daha mantıklı kararlar verebiliyorum. “Yıllarım Gitti” diye bir şarkım var, Twitter’dan bana “Yimdi yıllarını geri verseler ne yaparsın” diye soruyorlar. “Şimdiki aklım olsaydı ortalığı darmaduman ederdim” diyorum.
İlk yapacağınız şey ne olurdu?
- Daha az kırardım. Daha az agresif olurdum. O yaşam mücadelesi içerisinde koştururken çok kırıp döküyorsunuz.
Prensipli ve ciddi bir duruşunuz var. Öyle misiniz?
- Öyleyim. Komiklik yapabilen bir adam değilim. Kendi gülüşümü bile fotoğrafta görsem rahatsız oluyorum. Dışarıdan çok sert görünüyor olabilirim. Ama kendi içimde eğlenceli bir adamım.
Hayatta tahammül edemediğiniz şey nedir?
- Gözünün içine bakarak yalan söyleyen insanlara ve kendini olduğundan farklı görenlere tahammül edemiyorum.
Kariyerinizde hata olarak gördüğünüz bir şey var mı?
- Çok var. Onlar bende saklı. Daha sakin olabilirdim, daha az inciterek yol alabilirdim. Yani farkında olarak ya da olmayarak o yaşam mücadelesi içerisinde kırdığım çok insan oldu dediğim gibi.
Yüzleştikleriniz oldu mu?
- Yüzleştiğim oluyor, özür dilediğim oluyor ama hiçbir zaman o kırgınlık gitmiyor. Yani hiçbir şey eskisi gibi olmuyor.

ÖMÜR’LE ÇOK HUZURLUYUM
Ömür Gedik’le uzun yıllardır devam eden bir ilişkiniz var. Aslında tamamen farklı karakterlerde olduğunuzu söylemişsiniz.
- Of! Yani öyle böyle bir farklılık değil.
Peki bu farklılık mı ilişkinizin sırrı?
- Farklılık ve özgürlük. Ama her şeyden önce saygı… Özellikle hayvan haklarıyla ilgili mücadelesine. Yeri geliyor evde 40 kediyle yaşamak beni çok zorluyor. Kendini hayvanlara adamış biriyle yaşamak kolay bir şey değil. Ama saygı duyuyorum ve destekliyorum. Evdeki ikinci sınıf vatandaş olma gibi aksiliklere çok rahat katlanıyorum! (Gülüyor)
Evlilik sorusunu bir de ben sorayım; düşünmüyor musunuz?
- İkimiz de evlendik, boşandık, çocuklarımız var. Hayat arkadaşlığımızda bizim için şu anda kurduğumuz bu sihrin, bu büyünün bozulmaması adına böyle iyiyiz. Biz ölümüne bir beraberlik içindeyiz artık. Evlilikten öte bir bağ bizimki. Hayatımın en huzurlu ve en anlamlı dönemini yaşıyorum diyebilirim.
ANADOLU TURNESİ GELİYOR
Biraz da konserlerinizden bahsedelim.
- Büyük bir Anadolu turnemiz var. Nisan ayında başlayacak ve 13 şehri kapsayacak. Ayrıca Zorlu PSM’deki proje konserlerimiz devam ediyor.

GEÇMİŞE TAKINTIM VAR
Sosyal medyada bir yazınızı gördüm. Mahmut Tuncer’in “Hayatım film olursa beni Serenay Sarıkaya oynasın” demesi üzerine “Oğuzhan Koç’la konuştum. Hazal Subaşı için onay verdi” demişsiniz...
- Twitter’da özellikle coşuyorum. Orası benim deneysel alanım. Oradaki Ferhat’ı benden daha fazla seviyorlar.
Gerçekten hayatınız film olsa sizi kim oynar?
- Hazal oynar, gerçekten ‘okey’i aldım!
Zor bir karakter misiniz?
- Evet. En çok zorluğum da kendime.
Hangi yönünüzü törpülemek isterdiniz?
- Geçmişe takıntım var mesela. Bir türlü kurtulamıyorum. Ama bir yolunu buldum; fiziksel egzersizler iyi geliyor.
Geçmişte neye takılıyorsunuz mesela?
- Keşkelere... “Keşke şöyle olmasaydı, böyle demeseydim” gibi...
Terapi aldınız mı bu konuda?
- Yok. Bu psikoterapiler, psikolog meselesi filan bana biraz fantastik geliyor. En güzel kurtulma yolu fiziksel.
Bizi şaşırtabilecek bir hobiniz var mı?
- Halı saha maçları. Çünkü gerçekten çılgınlık. Sakatlanma olasılığınız çok yüksek. Ve ben maçları 17-18 yaşındaki çocuklarla yapıyorum. Delilik bu yani, açık söyleyeyim size! Ama benim temennilerimden bir tanesi ya sahnede ya da halı sahada ölmek.
Kaynak: Hürriyet / Kelebek



Benzer Haberler
Ferhat Göçer: Ya sahnede ya da halı sahada ölmek isterim
Tarkan'dan şapka ve maskeli koruma
Londra konserinin albümü geliyor
Klip çekiminde korkutan kaza
Ezgi Eyüboğlu, serbest bırakıldı
Fatih Ürek'in menajerinden açıklama
Önce radyoyu bıraktı, sonra kanser olduğunu öğrendi
Tarkan yapay zekâyla klip çekti